2010 Model Galatasaray
Moderator: Staff
-
- Posts: 785
- Joined: Thu Jun 14, 2007 10:47 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Lise yanlısı görüşlere saygılıyım fakat katılmam mümkün değil.
Elbette diğer iki kulübe (FB ve BJK) bakarak "halka açılmanın" olası sakıncalarından söz edilebilir.
Halka açılmak, mafyaya açılmak, para babalarına açılmak, siyasetçilere açılmak, tarikatlara açılmak, apoletlilere açılmak vs...
El hak, FB'de at oynatan Ali Şen, Banker Kastelli gibileri hatırlıyoruz.
Hatta Şambabası lakaplı bir delege ağası vardı. Şimdi ismini unuttum.
Muhsin Batur'un, Turgut Özal'ın kulüp yapısı üzerinde etkili olduğu dönemler de var.
Bunlar elbette olumsuz örnekler.
Öte yandan, kulübün karar alma süreçlerini belli bir kesimin tekelci yapılaşmasına sunmayı da ben yadırgıyorum.
İyi eğitimli ve de uygar liseliler kulübün menfaatini tribündeki adamdan daha iyi düşünür, gibi bir görüş öne sürmek mümkün olsa da, ben bu görüşte değilim.
Bana göre kulübe üyelikte Lise'ye tanınan ayrıcalık kaldırılmalı ve üyeliğe giriş ücreti düşürülmeli.
Bu da benim görüşüm.
Bakalım Adnan Polat'ın karşısına bir aday çıkartılacak mı çıkartılmayacak mı?
Abdürrahim Albayrak'ın yönetici olmasına burun kıvıranlar, Polat'ın üyelik politikasını kaygı içinde izleyenler, "tribündeki ayaktakımı" ile Üstünel arasındaki sempati ilişkisini bayağı bulanlar, kazan kaldıracak mı?
Alpay dostumuza göre anti-Polatist cephenin malzemesi Hakan Şükür'gillerden oluşuyor. Eğer bu doğruysa kongrede kokusu çıkar zaten.
Ufuk'un öne sürdüğü "Canaydın kulübü iflastan kurtardı" tezine ise, 6 yıllık dönemde fiyasko transferlere harcanan on milyonlarca doları hatırlatarak, "Bu mu iflastan kurtarmak?" demek isterim.
Bana göre Galatasaray asıl şimdi iflastan kurtarılıyor.
Akılcı riskler içeren yatırımlarla ve sportif başarıdan mali kazanım çıkarmak isteyen şimdiki anlayışla.
Süren-Cansun döneminin hesapsızca har vurup harman savurmacı yaklaşımından Polat'ı farklı kılan da bu.
Elbette diğer iki kulübe (FB ve BJK) bakarak "halka açılmanın" olası sakıncalarından söz edilebilir.
Halka açılmak, mafyaya açılmak, para babalarına açılmak, siyasetçilere açılmak, tarikatlara açılmak, apoletlilere açılmak vs...
El hak, FB'de at oynatan Ali Şen, Banker Kastelli gibileri hatırlıyoruz.
Hatta Şambabası lakaplı bir delege ağası vardı. Şimdi ismini unuttum.
Muhsin Batur'un, Turgut Özal'ın kulüp yapısı üzerinde etkili olduğu dönemler de var.
Bunlar elbette olumsuz örnekler.
Öte yandan, kulübün karar alma süreçlerini belli bir kesimin tekelci yapılaşmasına sunmayı da ben yadırgıyorum.
İyi eğitimli ve de uygar liseliler kulübün menfaatini tribündeki adamdan daha iyi düşünür, gibi bir görüş öne sürmek mümkün olsa da, ben bu görüşte değilim.
Bana göre kulübe üyelikte Lise'ye tanınan ayrıcalık kaldırılmalı ve üyeliğe giriş ücreti düşürülmeli.
Bu da benim görüşüm.
Bakalım Adnan Polat'ın karşısına bir aday çıkartılacak mı çıkartılmayacak mı?
Abdürrahim Albayrak'ın yönetici olmasına burun kıvıranlar, Polat'ın üyelik politikasını kaygı içinde izleyenler, "tribündeki ayaktakımı" ile Üstünel arasındaki sempati ilişkisini bayağı bulanlar, kazan kaldıracak mı?
Alpay dostumuza göre anti-Polatist cephenin malzemesi Hakan Şükür'gillerden oluşuyor. Eğer bu doğruysa kongrede kokusu çıkar zaten.
Ufuk'un öne sürdüğü "Canaydın kulübü iflastan kurtardı" tezine ise, 6 yıllık dönemde fiyasko transferlere harcanan on milyonlarca doları hatırlatarak, "Bu mu iflastan kurtarmak?" demek isterim.
Bana göre Galatasaray asıl şimdi iflastan kurtarılıyor.
Akılcı riskler içeren yatırımlarla ve sportif başarıdan mali kazanım çıkarmak isteyen şimdiki anlayışla.
Süren-Cansun döneminin hesapsızca har vurup harman savurmacı yaklaşımından Polat'ı farklı kılan da bu.
AYRILMAZ İKİLİ
-
- Posts: 1923
- Joined: Wed Oct 23, 2002 4:14 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Her görüse saygimiz var ama bilgi icermeyen ve dogmalarla
dolu sloganlardan daha iyisini soyleyebilmeliyiz bence.
Klubte liselilere yapilan ayricaliktan yanayim , aynen sporculara yapilan ayricalik gibi.
Türkiyenin secilmis, en basarili ve zeki cocuklarini aliyorsunuz eskiden 8 sene , simdi 5 sene durmadan Galatasaraylilik isliyorsunuz, ondan sonra bunyenize aliyorsunuz. Bu bir istihdam ve insan kaynagi basarisidir. Aynen emek vermis , terini akitmis, o arma icin mucadele vermis,
özellikle amatör olarak GS ruhuyla mücadele etmis insanlarin önceligindeki gibi.
Bu 500 senelik bir yapidir, bugunden yarina bozulmaz, temeli, DNA'si, ruhu , kulturu budur.
O size uymaz, siz ona uyacaksiniz.
Amaci disiplinli oynayip yabanci takimlari yenmek olan klub diyen cizmis rotasini Ali Sami Yen Bey.
Bir 600 Ytl girise takmissiniz? 19 yasinda issiz ogrenci adamin (genelikle orta sinif ailelere mensup) verecegi 600 ytl , 40 yasindaki isadaminin verecegi 10.000 ytlden daha degerlidir. Hersey gorecelidir.
Nasilda oturur, nasil zorlanirsiniz o parayi verirken o yasata anlatamam..
Karsiliginda somut ne var? Kalamista ve Adada indirimli cay icme ayricaligi..
Ben 20 senedir 3-5 kere belki gitmisimdir.
Kaldiki su an liseli yeni uyeler butun uyelerin en fazla %30'u kadar..
Toplasan en fazla 50-60 kisidir. Bu cocuklarmi sorun?
Cok GS yi uye olmak isteyen yanip tutusan, gider onu hakeder,
bir suru spor dalinda yuzlerce cocuk spor yapiyor,
onlara zamaninda katilir, terini emegini akitir.
Ismi adi ustunde Galatasaray Spor Klubu,
GS tezahurat klubu degil.
Tayfanin altinda emir kapikullugunu yapip
arabin yalellisi gibi dakikalarca ayni tezahurati tekrarlamak klub icin referans olmaz,
uyelik oyle hakedilmez. Kaldiki unutulan diger konuda liseli ilk once tribune girer, sonra liseli olur,
sonrada sporcu olur genelde. Yani cogumuzun baslangici tribundur.
Adnan Polatin karsinda Adnan Ozturk, Ali Durust, Ünal Aysal, hatta Yigit Sardan gibi olasi adaylar olabilir.
4üde GS klubunun eski sporcusudur (Polat degildir) ve gercek hayatta isadami (internet arastirin kim olduklarini, pekde sunepe degiller) olarak Adnan Polattan daha basarilidirlar.
4'unden biri Canaydini yanina alirsa bagirttira bagirttira baskanligi acik ara alir.
Ama gene soyluyorum, bana gore Adnan Polat devam etmelidir.
Sadece Hakan SUkurgilerden olusuyor demiyorum, kesin siyah beyaz gibi ayirim yok diyorum.Her listedede liseli de var lisesiz de var. Ezbere konusmayin, bilgi ile konusun.
Canaydina bayildigim (sebei malum) soylenemez, ama Seyrantepe konusunda yaptiklari dogru, Ufuk hakli. Cok inatci adam, Seyrantepe icin yuzlerce gorusme yapti, her olanagi degerlendirdi. Hep ezbere kulak dolma bilgileriniz var ve bu forumlarda yazinca genc insanlari yanlis bilgilendiriyorsunuz eksik ve yanlis beyanlarinizla. Sirf bu bile üyelik sorumlulugunda olmadiginizi ve klubun cikarini dusunmediginizi gosteriyor. Albayrak'i liseliler tutar ve sever,benim liseli arkadaslarim yonetimde olmasini isterler cogunlukla, ki onu yonetimine alan liseli Cansundur. Onu yonetiminine sokmayan liseli olmayan Adnan Polattir. Gene iddia ettiginiz tam karsiti.
Kaldiki beni en mutlu edecek sey klubu , GS kulturu ve ilkeleri icerisinde, hicbir menfaat grubunu sokmadan, mali olarak basarili, gurur duyacagimiz spor basarilarina sahip olarak gormektir.Isterse yonetim kurulunda hicbir liseli olmasin bu durumda, gercekten umurumda degil. GS CL kupasini alip kaldirmisken kim takar basakani ve yonetim kurulunu..
dolu sloganlardan daha iyisini soyleyebilmeliyiz bence.
Klubte liselilere yapilan ayricaliktan yanayim , aynen sporculara yapilan ayricalik gibi.
Türkiyenin secilmis, en basarili ve zeki cocuklarini aliyorsunuz eskiden 8 sene , simdi 5 sene durmadan Galatasaraylilik isliyorsunuz, ondan sonra bunyenize aliyorsunuz. Bu bir istihdam ve insan kaynagi basarisidir. Aynen emek vermis , terini akitmis, o arma icin mucadele vermis,
özellikle amatör olarak GS ruhuyla mücadele etmis insanlarin önceligindeki gibi.
Bu 500 senelik bir yapidir, bugunden yarina bozulmaz, temeli, DNA'si, ruhu , kulturu budur.
O size uymaz, siz ona uyacaksiniz.
Amaci disiplinli oynayip yabanci takimlari yenmek olan klub diyen cizmis rotasini Ali Sami Yen Bey.
Bir 600 Ytl girise takmissiniz? 19 yasinda issiz ogrenci adamin (genelikle orta sinif ailelere mensup) verecegi 600 ytl , 40 yasindaki isadaminin verecegi 10.000 ytlden daha degerlidir. Hersey gorecelidir.
Nasilda oturur, nasil zorlanirsiniz o parayi verirken o yasata anlatamam..
Karsiliginda somut ne var? Kalamista ve Adada indirimli cay icme ayricaligi..
Ben 20 senedir 3-5 kere belki gitmisimdir.
Kaldiki su an liseli yeni uyeler butun uyelerin en fazla %30'u kadar..
Toplasan en fazla 50-60 kisidir. Bu cocuklarmi sorun?
Cok GS yi uye olmak isteyen yanip tutusan, gider onu hakeder,
bir suru spor dalinda yuzlerce cocuk spor yapiyor,
onlara zamaninda katilir, terini emegini akitir.
Ismi adi ustunde Galatasaray Spor Klubu,
GS tezahurat klubu degil.
Tayfanin altinda emir kapikullugunu yapip
arabin yalellisi gibi dakikalarca ayni tezahurati tekrarlamak klub icin referans olmaz,
uyelik oyle hakedilmez. Kaldiki unutulan diger konuda liseli ilk once tribune girer, sonra liseli olur,
sonrada sporcu olur genelde. Yani cogumuzun baslangici tribundur.
Adnan Polatin karsinda Adnan Ozturk, Ali Durust, Ünal Aysal, hatta Yigit Sardan gibi olasi adaylar olabilir.
4üde GS klubunun eski sporcusudur (Polat degildir) ve gercek hayatta isadami (internet arastirin kim olduklarini, pekde sunepe degiller) olarak Adnan Polattan daha basarilidirlar.
4'unden biri Canaydini yanina alirsa bagirttira bagirttira baskanligi acik ara alir.
Ama gene soyluyorum, bana gore Adnan Polat devam etmelidir.
Sadece Hakan SUkurgilerden olusuyor demiyorum, kesin siyah beyaz gibi ayirim yok diyorum.Her listedede liseli de var lisesiz de var. Ezbere konusmayin, bilgi ile konusun.
Canaydina bayildigim (sebei malum) soylenemez, ama Seyrantepe konusunda yaptiklari dogru, Ufuk hakli. Cok inatci adam, Seyrantepe icin yuzlerce gorusme yapti, her olanagi degerlendirdi. Hep ezbere kulak dolma bilgileriniz var ve bu forumlarda yazinca genc insanlari yanlis bilgilendiriyorsunuz eksik ve yanlis beyanlarinizla. Sirf bu bile üyelik sorumlulugunda olmadiginizi ve klubun cikarini dusunmediginizi gosteriyor. Albayrak'i liseliler tutar ve sever,benim liseli arkadaslarim yonetimde olmasini isterler cogunlukla, ki onu yonetimine alan liseli Cansundur. Onu yonetiminine sokmayan liseli olmayan Adnan Polattir. Gene iddia ettiginiz tam karsiti.
Kaldiki beni en mutlu edecek sey klubu , GS kulturu ve ilkeleri icerisinde, hicbir menfaat grubunu sokmadan, mali olarak basarili, gurur duyacagimiz spor basarilarina sahip olarak gormektir.Isterse yonetim kurulunda hicbir liseli olmasin bu durumda, gercekten umurumda degil. GS CL kupasini alip kaldirmisken kim takar basakani ve yonetim kurulunu..
Salih Bora wrote:Lise yanlısı görüşlere saygılıyım fakat katılmam mümkün değil.
Elbette diğer iki kulübe (FB ve BJK) bakarak "halka açılmanın" olası sakıncalarından söz edilebilir.
Halka açılmak, mafyaya açılmak, para babalarına açılmak, siyasetçilere açılmak, tarikatlara açılmak, apoletlilere açılmak vs...
El hak, FB'de at oynatan Ali Şen, Banker Kastelli gibileri hatırlıyoruz.
Hatta Şambabası lakaplı bir delege ağası vardı. Şimdi ismini unuttum.
Muhsin Batur'un, Turgut Özal'ın kulüp yapısı üzerinde etkili olduğu dönemler de var.
Bunlar elbette olumsuz örnekler.
Öte yandan, kulübün karar alma süreçlerini belli bir kesimin tekelci yapılaşmasına sunmayı da ben yadırgıyorum.
İyi eğitimli ve de uygar liseliler kulübün menfaatini tribündeki adamdan daha iyi düşünür, gibi bir görüş öne sürmek mümkün olsa da, ben bu görüşte değilim.
Bana göre kulübe üyelikte Lise'ye tanınan ayrıcalık kaldırılmalı ve üyeliğe giriş ücreti düşürülmeli.
Bu da benim görüşüm.
Bakalım Adnan Polat'ın karşısına bir aday çıkartılacak mı çıkartılmayacak mı?
Abdürrahim Albayrak'ın yönetici olmasına burun kıvıranlar, Polat'ın üyelik politikasını kaygı içinde izleyenler, "tribündeki ayaktakımı" ile Üstünel arasındaki sempati ilişkisini bayağı bulanlar, kazan kaldıracak mı?
Alpay dostumuza göre anti-Polatist cephenin malzemesi Hakan Şükür'gillerden oluşuyor. Eğer bu doğruysa kongrede kokusu çıkar zaten.
Ufuk'un öne sürdüğü "Canaydın kulübü iflastan kurtardı" tezine ise, 6 yıllık dönemde fiyasko transferlere harcanan on milyonlarca doları hatırlatarak, "Bu mu iflastan kurtarmak?" demek isterim.
Bana göre Galatasaray asıl şimdi iflastan kurtarılıyor.
Akılcı riskler içeren yatırımlarla ve sportif başarıdan mali kazanım çıkarmak isteyen şimdiki anlayışla.
Süren-Cansun döneminin hesapsızca har vurup harman savurmacı yaklaşımından Polat'ı farklı kılan da bu.
NO ADNANS, NO CRY !!
-
- Posts: 213
- Joined: Tue Jul 06, 2004 8:05 pm
- Location: USA
Re: 2010 Model Galatasaray
Ercan Dumlupinar tarafindan silinmistir
Last edited by Ercan Dumlupinar on Tue Feb 02, 2010 4:18 am, edited 1 time in total.
-
- Posts: 1606
- Joined: Wed Jan 30, 2008 8:30 pm
- Location: Atlanta USA
Re: 2010 Model Galatasaray
Galatasaray klubu Galarasaray lisesinden ayrilamaz. Benim tabiki bu konuya objektif bakmam biraz zor. Dedem babam 11 sene, ben 2 sene okudugum ve bu olguyla buyutuldugum icin.
Problemin adini koyalim bence. Milletin canini sikan, bir liselinin diger liseli tarafindan kayrilmasi ve tutulmasi. Bunun 2 yuzu var. 1. si, lise kulturunu alan insalarin birbirine yakin dusunmesi, yakin dunya gorusune sahip olmasi. 2.si ise, sirf liseden diye koru korune baglilik. 2.si vardir biraz, yoktur diyemem. Bende biraz vardir en azindan. Ama 1. cok daha kuvvetlidir. Hele babamin zamanindaki gibi, 11 sene yatili okumus insanlar, 6-7 yasinda beri, tabiki etle kemik gibi olur artik. Buna saygi duymak ve bundan mutlu olmak lazim. Babamin sari kirmizi izci fulari, ustunde numarasi dikisli olarak Allahin amerikasinda bile duvarimda durur. Ama burda gittgim okullarin adlarini bile hatirlamiyorum. Isin ozude bu zaten.
Sonucta bu bagin iyi niyetli olmayan insalar tarafidan kullanildigi olmusmudur? Olmustur, ama iyi ve faydali tarafi, kotu tarafindan kat ve kat fazladir. 2 ayri insana asla ayni mesafede yaklasamiyan; hemserilikten politik goruse, sevdigi yemekten dinledigi muzige kadar kayirmak icin bahane ariyan bir millet olarak, galatasaray liselilerin birbirleri ile olan bagina takmakta pek mantikli gelmiyor bana.
Problemin adini koyalim bence. Milletin canini sikan, bir liselinin diger liseli tarafindan kayrilmasi ve tutulmasi. Bunun 2 yuzu var. 1. si, lise kulturunu alan insalarin birbirine yakin dusunmesi, yakin dunya gorusune sahip olmasi. 2.si ise, sirf liseden diye koru korune baglilik. 2.si vardir biraz, yoktur diyemem. Bende biraz vardir en azindan. Ama 1. cok daha kuvvetlidir. Hele babamin zamanindaki gibi, 11 sene yatili okumus insanlar, 6-7 yasinda beri, tabiki etle kemik gibi olur artik. Buna saygi duymak ve bundan mutlu olmak lazim. Babamin sari kirmizi izci fulari, ustunde numarasi dikisli olarak Allahin amerikasinda bile duvarimda durur. Ama burda gittgim okullarin adlarini bile hatirlamiyorum. Isin ozude bu zaten.
Sonucta bu bagin iyi niyetli olmayan insalar tarafidan kullanildigi olmusmudur? Olmustur, ama iyi ve faydali tarafi, kotu tarafindan kat ve kat fazladir. 2 ayri insana asla ayni mesafede yaklasamiyan; hemserilikten politik goruse, sevdigi yemekten dinledigi muzige kadar kayirmak icin bahane ariyan bir millet olarak, galatasaray liselilerin birbirleri ile olan bagina takmakta pek mantikli gelmiyor bana.
Kar yagdi yaktigim ateslere
Icimdeki korku bir isyan
Beni anlaticak kadar, yanliz degil sokaklar
yorgun degil yagmurlar
Murat Cekem
Icimdeki korku bir isyan
Beni anlaticak kadar, yanliz degil sokaklar
yorgun degil yagmurlar
Murat Cekem
-
- Posts: 4210
- Joined: Thu Oct 24, 2002 9:29 am
- Location: Bursa-TR
- Contact:
Re: 2010 Model Galatasaray
2010 model derken, Galatasaray Store indirime girmis.
Nonda formalari %50 ye gider herhalde
Konuya cumburlop girmek istemem ama, gecenlerde Fenerbahce kolejinin kurulus yildonumu idi galiba. Oyle buyuk torenlerle kutladilar ki sanirsiniz kurulusu 500 senelik baska bir kurum..
Bizde millette olmayan ve cok ozendikleri bir sey var.Klup baskani kim olur kim olsun bilemem ama Galatasaray kendine yakisir , degerlerine sahip cikan ve bu yonde caba sarfedecek insanlari bunyesinde her zaman bulur.
Bu adamlar lise koridorlarindan da cikabilir, pazarci tezgahlarinin arkasindan da.
Ama bir kusagin artik islerden biraz cekilmesini isterim. 80-90 yasina gelmis ancak hala kulis yapan adam var. Arkalarinda onlarin gitmesini bekleyen 60-70 lik genc jenerasyonun onu acilmali
Nonda formalari %50 ye gider herhalde
Konuya cumburlop girmek istemem ama, gecenlerde Fenerbahce kolejinin kurulus yildonumu idi galiba. Oyle buyuk torenlerle kutladilar ki sanirsiniz kurulusu 500 senelik baska bir kurum..
Bizde millette olmayan ve cok ozendikleri bir sey var.Klup baskani kim olur kim olsun bilemem ama Galatasaray kendine yakisir , degerlerine sahip cikan ve bu yonde caba sarfedecek insanlari bunyesinde her zaman bulur.
Bu adamlar lise koridorlarindan da cikabilir, pazarci tezgahlarinin arkasindan da.
Ama bir kusagin artik islerden biraz cekilmesini isterim. 80-90 yasina gelmis ancak hala kulis yapan adam var. Arkalarinda onlarin gitmesini bekleyen 60-70 lik genc jenerasyonun onu acilmali
TRUST GALATASARAY
MGC
MGC
-
- Posts: 6299
- Joined: Thu Mar 30, 2006 6:35 pm
- Location: Alisamiyene 10 dk
- Contact:
Re: 2010 Model Galatasaray
Muhteşem :DMehmet Gurdal Cetin wrote: Ama bir kusagin artik islerden biraz cekilmesini isterim. 80-90 yasina gelmis ancak hala kulis yapan adam var. Arkalarinda onlarin gitmesini bekleyen 60-70 lik genc jenerasyonun onu acilmali
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Tamam dalga gecin iyi guzel de sunu da unutmayin: GS'in disinda hangi kurumun hangi alanda az biraz agirligi var? Maalesef 'genc, dinamik, isbitirici' lafi saplanti ve yukselen deger olmus bu butun degerleri yerlerde surunen toplumda. Turkiye'de bu uc sifati kendinde toplayan ama insan olarak bombos, gadadar, acimasiz ve son derece egoist ve kafaca tam bir (dolayisi ile) höduk olanlarin orani cok ama cok fazla. O yandan da dusunun. Iste FB'i veya ulkeyi yonetenleri goruyorsunuz. Gerek FB'nin gerek Turkiye'nin halini de goruyorsunuz. Biri Edirne otesi sut dokmus kedi, oburu hemen her alanda boka batmis durumda. Insanlarin yasi ile alay etmek (gerci Mehmet burda hafif kafa yapiyor ondan suphem yok sözum ona degil ama bu ustte degindigim uc sifat bir saplanti haline geldigi icin degindim konuya) veya bir yere tutunamamis insanlarla alay etmek gene genel saplantilardan biri bana gore. GS'da o kusaklar olmasa bugun nerelerde olunurdu onu da merak ediyorum (in ulan kursuden serefsiz, paran kadar konus ulannnn laflarindan gecilmez diger buyuk "halk" kluplerinin secimlerini falan goruyoruz, su an nerde olduklarini da). Canaydin gibi bir baskani AY gibilerine bin defa tercih ederim ikisi arasinda secim olsa.
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
Re: 2010 Model Galatasaray
Su reklam kampanyasini akil edenler de, buna onay verenler de cok yaratici bir fikir urettiklerini ve iyi bir is cikardiklarini dusunuyor olabilirler ama bence sadece utanilacak bir ise imza atilmis:
Resimde "slogan yarismasi" deniyor, ama ilk akla gelen cagrisim Keita'nin FB macinda Carlos'a attigi yumruk. "2010 Model Galatasaray" in pazarlama stratejisi boyle olacaksa ben eski modeli yeglerim. Fazla zaman gecmeden resmin kaldirilmasi gerekir.
01.02.2010 14:00
Korsana Son Sözü Sen Söyle
Galatasaray Pazarlama A.Ş. korsana karşı sürdürdüğü mücadelesini anlatan sloganını arıyor.
5-15 Ocak 2010 tarihleri arasında http://www.gsstore.org resmi alışveriş sitemiz üzerinden başvuruların alındığı yarışmada ön elemeyi geçen sloganlar oylamaya sunuldu.
5 Şubat 2010 tarihine kadar sürecek oylama için sen de http://www.gsstore.org resmi alışveriş sitemiz üzerinden oyunu kullan, Galatasaray'a destek ol.
Galatasaray Pazarlama A.Ş.
http://www.galatasaray.org/gspazarlama/haber/6082.php
-
- Posts: 1755
- Joined: Tue Oct 22, 2002 10:32 pm
- Location: Yesilyurt - Ist
Re: 2010 Model Galatasaray
Kerem Tezic wrote:Tamam dalga gecin iyi guzel de sunu da unutmayin: GS'in disinda hangi kurumun hangi alanda az biraz agirligi var? Maalesef 'genc, dinamik, isbitirici' lafi saplanti ve yukselen deger olmus bu butun degerleri yerlerde surunen toplumda. Turkiye'de bu uc sifati kendinde toplayan ama insan olarak bombos, gadadar, acimasiz ve son derece egoist ve kafaca tam bir (dolayisi ile) höduk olanlarin orani cok ama cok fazla.
.......
. GS'da o kusaklar olmasa bugun nerelerde olunurdu onu da merak ediyorum (in ulan kursuden serefsiz, paran kadar konus ulannnn laflarindan gecilmez diger buyuk "halk" kluplerinin secimlerini falan goruyoruz, su an nerde olduklarini da). Canaydin gibi bir baskani AY gibilerine bin defa tercih ederim ikisi arasinda secim olsa.
GS Lisesine bilgi sahibi olmadan/edinilmeden sergilenen anti-durusun, kisisel kin ve akil almaz nefretin Turkiye deki genel cekememezlilik, insanlarin kendileri ile barisik olmamalari, kendi sahsiyetsizlikleri ve ezikliklerinin gostergesi, onda var bende yok zihniyetinin bir urunu oldugunu dusunuyorum.
Kurban Bayraminda komsusu koc keserken mahalleye hava atmak icin ‘getirin ulan sari kizi’ diye aniran ve meydanda bogazlayan zihniyetin, siraya girmesini hala ogrenememis zavalli ilkel iki ayakli saygisizin, Natasa diye alay ettigi kadinin kulturel birikimini biraz sezinleyip karsisinda aval aval siritan ugursuzun durusu ile, GS Lisesinin ve GS Egitim Vakifinin egitime ve bu ulkeye katkisindan bi haber zavallinin kor cehaleti, cehaletinden kaynaklanan idefiksligi donuyor dolasiyor ayni ugursuz noktada bulusuyor. O zavalli ki, hayatinda bir kere olsun Tevfik Fikret salonuna gitme, GS Egitim Vakfinin ve GS Lisesin basarilarini dinleme dusuncesinden muzdarip, medeni cesareti olmayan ve olamayacak bir mahluk. O zavalli ki “medeni” cesaretini ancak o egitim kurumdan mezun olanlara “moruk”, “ikiyuzlu”, “sumsuk”, “sacma”, “enayi”, “salak”, “utanmaz”, “arlanmaz”, “kadavra”, “A grubu elitler” sifatlarini hayasizca haykirabilme seceneginde bulabiliyor.
GS Lisesinden her mezun olan mukemmel etik degerlere, muhtesem dunya gorusune, parmakla gosterilecek egitim ve kulture sahip degil; bununla beraber ortaya cikan total basariyi ve geneli gorememek goz korlugu ile degil insanin kendi cehaletinden kaynaklanan idefiksligi ile aciklanabilir.
Ben ne GS Lisesi mezunuyum ne de GS Lisesi ile direkt bagim var. Ailemden mezun olanlar gel oglum su GS Egitim Vafkini ve GS Lisesinin egitim calismalarini dinle de demedi. Bununla beraber GS Lisesi egitim kurumlarindan mezun olan genelin farkli oldugunu dusunuyorum, goruyorum. Onun icindir ki bu kurum nedir, burada neler yapiliyor diye “ihtiyar”, “moruk”, “duayen” sifatlari ile nitelenen seksenine merdiven dayamis babam ve arkadaslarina senede iki kere eslik ediyor, Tevfik Fikret salonunda GS Egitim Vakfi ve GS Lisesinin basarilarini dinliyor, buyuk mutluluk ve gurur duyuyorum. Bu egitim yuvasindaki basariyi dinleyip, idrak edememek egitimsizlik ile aciklanamaz; korkutucu ve bir o kadarda urkutucu kor cehalettir.
Salih ve Ercan nin argumanlarina gelince. Lutfen Lise mezunu ile Liseci zihniyeti ayirt edelim. Bu GS Spor Klubu kongre uyelerinin ezici cogunlugunda mevcut degil. Liseci zihniyeti Sn. Ali Uras ve Sn. Ali Tanriyar elestiriyor ( Sn. Ali Uras bizzat bu zihniyette sahip oldugunu iddia ettigi Sn. Ozhan Canaydin i, ismini zikrederek S TV kanalinda yayinlanan “Unutulmayanlar” programinda elestirdi). Liseci zihniyetin kongre uyeleri arasinda buyuk cogunlukta hakim oldugunu dusunen yada iddia edenlere hodri meydan. Divan toplantilari olsun, GS Cemiyetinde mezunlar arasinda paylasilan fikirler, gorusler olsun, farkli yaslardaki mezunlarin kendi aralarinda duzenledikleri toplantilarda olsun “Liseci” zihniyet kabul goren, takdir edilen bir secenek degil. Benim birebir sahit oldugum gercek su ki, liseci zihniyet israrla yeriliyor ve elestiriliyor. Bakin hic olmadigini soylemiyorum, ezinci cogunlukta boyle bir gorusun hakim olmadigini belirtiyorum. Bu sene olagan genel kurul var. Gelin GS Lisesinin bahcesine konusulanlara kulak kabartin. Oy sayimi sonuclarini sandiklar tek tek anons edilirse, yerinde takip edin, yeni uyelerin oy secimlerini irdeleyin. GS Lise mezunu orta yasli ve yasli diye tanimlayabilecegimiz bir iki uyeye bahcede selam verin, kendinizi tanitin, secim ile ilgili fikirlerini sorun.
Klubun ve uyelerinin ezici cogunluguna hakim olmayan bir olguyu varmis gibi gostermenin mantigini anlamakta zorluk cekiyorum. Bunu tekrar tekrar pisirip ileri surmek ne yapici bir secim ne de samimi bir elestiri.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
-
- Posts: 156
- Joined: Sun Aug 24, 2008 9:30 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Adnan Polat'ın kulübe 2000 kişiyi, yeni kongre üyesi, yapması bence en büyük hatası
oldu.Herşey bir yana kendi önünü tıkamaya sebep olacak bir iş yaptı.
Nerde çokluk orada bokluk deyimini hatırlatırcasına çok kişiyi kulübe üye yapmak belki gelir
sağlamak açısından iyi gibi görünse de ileride sırf kendine menfaat sağlamaya yönelik bir
organizasyona dönmesi içten bile değil.Hele ki bizim gibi suistimal etme kültürüyle yaşayan
bir toplumda.Bu bakımdan eskiden Galatasaray'da sporculuk yapmış kişilerin bile kulübe
hemen üye yapılmasını sakıncalı buluyorum.Galatasaray'da uzun süre sporculuk yapmış
olsalar dahi bunun Galatasaray lisesinde öğrencilik yapmakla kıyaslanabilecek bir eğitim
olduğunu da zannetmiyorum.
Galatasaray lisesi mezunu olmuş olmanın bu anlamda büyük bir filitre olmuş olduğu
muhakkak ama geçmişte Galatasaray'da üst düzeyde(başkanlık da dahil) görev yapmış
kişilerin,kendi menfaatleri için kulübü nasıl borç altına soktuklarını(bir kısmı Galatasaray
lisesi mezunu,bir kısmı Galatasaray'da lisanslı sporculuk yapmış,hatta aralarında dedesi
kulüp kurucularından biri olan birisi bile, iş kendine menfaat sağlamaya gelince nasıl da
işleri kılıfına uydurduklarını) tecrübe ettiğimizden her Galatasaray lisesi mezununu hemen
kongre üyesi yapmak ne kadar doğru şüpheli.!!!
Elimde olsa her kongre üyesi adayını sıkı bir güvenlik soruşturmasından geçiririm
İşin şakası bir yana her kurumda olması gerektiği gibi maddi,manevi her açıdan o kurumu
çok sıkı bir şekilde denetleyen bir üst yapının olması çok önemli.
oldu.Herşey bir yana kendi önünü tıkamaya sebep olacak bir iş yaptı.
Nerde çokluk orada bokluk deyimini hatırlatırcasına çok kişiyi kulübe üye yapmak belki gelir
sağlamak açısından iyi gibi görünse de ileride sırf kendine menfaat sağlamaya yönelik bir
organizasyona dönmesi içten bile değil.Hele ki bizim gibi suistimal etme kültürüyle yaşayan
bir toplumda.Bu bakımdan eskiden Galatasaray'da sporculuk yapmış kişilerin bile kulübe
hemen üye yapılmasını sakıncalı buluyorum.Galatasaray'da uzun süre sporculuk yapmış
olsalar dahi bunun Galatasaray lisesinde öğrencilik yapmakla kıyaslanabilecek bir eğitim
olduğunu da zannetmiyorum.
Galatasaray lisesi mezunu olmuş olmanın bu anlamda büyük bir filitre olmuş olduğu
muhakkak ama geçmişte Galatasaray'da üst düzeyde(başkanlık da dahil) görev yapmış
kişilerin,kendi menfaatleri için kulübü nasıl borç altına soktuklarını(bir kısmı Galatasaray
lisesi mezunu,bir kısmı Galatasaray'da lisanslı sporculuk yapmış,hatta aralarında dedesi
kulüp kurucularından biri olan birisi bile, iş kendine menfaat sağlamaya gelince nasıl da
işleri kılıfına uydurduklarını) tecrübe ettiğimizden her Galatasaray lisesi mezununu hemen
kongre üyesi yapmak ne kadar doğru şüpheli.!!!
Elimde olsa her kongre üyesi adayını sıkı bir güvenlik soruşturmasından geçiririm
İşin şakası bir yana her kurumda olması gerektiği gibi maddi,manevi her açıdan o kurumu
çok sıkı bir şekilde denetleyen bir üst yapının olması çok önemli.
-
- Posts: 1734
- Joined: Mon Jan 10, 2005 9:02 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Murat eline saglik cok guzel yazmissin. Bu 'duayen, moruk' sozleri ozellikle baska bir GS forumunda da cok edilmisti ve cok rahatsiz oluyordum, zira o insanlara sirf yasi yuzunden boyle hakaret edilmesini kabul edemiyordum. Onun disinda dedigin gibi liseci denen o guruhun sokaktaki bahsettigin tiplerden farki yok, onlari lise biraz yontmus hepsi o kadar. Asil laf soylenecek olanlar onlar, ama sirf yasi ileri diye moruk, duayen diye (baska forumlarda ve tribunlerde) asagilanan o efendi/zarif insanlar degiller.
*Lise zaten kendini yetistirmek isteyene cok iyi imkanlar sunuyor ama ben hic bir kurumsal iliskiye köru körune biyat eden bir adam olmadim, dedigim gibi beni tek rahatsiz eden yaslari yuzunden bu toplumda insanlara 'moruk' falan denilmesi, ihtiyarlar heyeti diye alay edilmesi. Ayimcilik her alanda ici bos ve tutarsiz bir eylem bicimi, hic bir bilimsel yani da yok, salt bir gruba ait olma ile o iste basari bagi kurulmasi tamamen yanlis bir dusunce yontemi zira bir suru faktoru goz ardi adiyorsun. Bunun disinda lise zaten ehil gordugu kisiyi lise disindan alip baskan secti bunu defalarca yapti. Ali Uras'tan Adnan Polat ve Faruk Suren'e dek pek cok örnek var. Ama Turkiye ortalamasi su anda ortada iken, klupler mafyanin ve politikaci heriflerin ipoteginde iken kongre yapisinin bozulmasi iceriye bir yigin ne oldugu belirsiz adami da iceri sokacak. Ehli olan degerli insanlar da girecek belki ama kaybedilen sey cok daha fazla olacak bana göre. Bunlari da dikkate almakta yarar var. Kendim de bir ara acilsin tamamen falan diyordum ama ulkedeki genel ortalamayi, bu ortalamanin kimleri sectigini falan gorunce FB ve BJK'nin su anda bulundugu durum, baskan ve klup yoneticilerinin gorgusuz 'paran kadar konus, gucun kadar konus ulan tavri' beni sasirtmiyor (kimilerinin sevdigi, genc, basarili, isbitirici, zengin ama hic bir insan yani olmayan tipler baslarinda iste ve bunlarin yaptirdiklari stad terorleri falan da hic sasirtici degil).
*Lise zaten kendini yetistirmek isteyene cok iyi imkanlar sunuyor ama ben hic bir kurumsal iliskiye köru körune biyat eden bir adam olmadim, dedigim gibi beni tek rahatsiz eden yaslari yuzunden bu toplumda insanlara 'moruk' falan denilmesi, ihtiyarlar heyeti diye alay edilmesi. Ayimcilik her alanda ici bos ve tutarsiz bir eylem bicimi, hic bir bilimsel yani da yok, salt bir gruba ait olma ile o iste basari bagi kurulmasi tamamen yanlis bir dusunce yontemi zira bir suru faktoru goz ardi adiyorsun. Bunun disinda lise zaten ehil gordugu kisiyi lise disindan alip baskan secti bunu defalarca yapti. Ali Uras'tan Adnan Polat ve Faruk Suren'e dek pek cok örnek var. Ama Turkiye ortalamasi su anda ortada iken, klupler mafyanin ve politikaci heriflerin ipoteginde iken kongre yapisinin bozulmasi iceriye bir yigin ne oldugu belirsiz adami da iceri sokacak. Ehli olan degerli insanlar da girecek belki ama kaybedilen sey cok daha fazla olacak bana göre. Bunlari da dikkate almakta yarar var. Kendim de bir ara acilsin tamamen falan diyordum ama ulkedeki genel ortalamayi, bu ortalamanin kimleri sectigini falan gorunce FB ve BJK'nin su anda bulundugu durum, baskan ve klup yoneticilerinin gorgusuz 'paran kadar konus, gucun kadar konus ulan tavri' beni sasirtmiyor (kimilerinin sevdigi, genc, basarili, isbitirici, zengin ama hic bir insan yani olmayan tipler baslarinda iste ve bunlarin yaptirdiklari stad terorleri falan da hic sasirtici degil).
“You have power over your mind - not outside events. Realize this, and you will find strength.”
― Marcus Aurelius, Meditations
― Marcus Aurelius, Meditations
-
- Moderator
- Posts: 13009
- Joined: Tue Oct 22, 2002 7:47 am
- Location: New Jersey /USA
Re: 2010 Model Galatasaray
GS klubun'un yonetiminin basarilarini mi yoksa GS egitim kurumlarinin basarisini tartisacaksiniz once ona bir karar verin. Gecenlerde soyledigim gibi egitimde olan yozlasmadan o egitim kurumu da digerleri gibi yeterince payini almis vaziyette. Goreceli olarak belki digerleri ile ara korunuyor gibi gozukse de her sene ne o eski kulturden ne o dunya gorusu verilen o yuvadan bahsetmek o kolay oluyor artik. Cunku iceri giren malzeme bozuk. Sadece o degil. Ayni zamanda o malzemeyi isleyenlerde artik defolu. Ne kadar islesen ne kadar cilalayip parlatsanda iscilikte bozuk oldugu icin kalite her sene dusmekte Dunya standardina gore. Bu genel bir durum. Gelelim klup isine.Murat Biricik wrote:
Salih ve Ercan nin argumanlarina gelince. Lutfen Lise mezunu ile Liseci zihniyeti ayirt edelim. Bu GS Spor Klubu kongre uyelerinin ezici cogunlugunda mevcut degil. Liseci zihniyeti Sn. Ali Uras ve Sn. Ali Tanriyar elestiriyor ( Sn. Ali Uras bizzat bu zihniyette sahip oldugunu iddia ettigi Sn. Ozhan Canaydin i, ismini zikrederek S TV kanalinda yayinlanan “Unutulmayanlar” programinda elestirdi). Liseci zihniyetin kongre uyeleri arasinda buyuk cogunlukta hakim oldugunu dusunen yada iddia edenlere hodri meydan. Divan toplantilari olsun, ...
Iste son zamanlarda o koltuga talip olanlarin (ben uzun bir aradan sonra Suren'le tekrar takip etmeye basladim bu tipleri) ve oturanlarin hali ve yaptiklari ortada. Hic de bir idefixim filan da yok (o da ne demekse). Gorduklerimi yapilan islere gore soyluyorum ve ornek de veriyorum soylerken havada kalmiyor soyledigim. Bunu soylemeye de devam edecegim. GS klubunun yonetim tarzi ile diger kluplerin yonetimi arasinda hic ama hicbir fark goremiyorum. Ayni lagarlik ve ayni yuzeysellik ayni pespayelik bu klupte de var. Ayni taraftar kitlesinde oldugu gibi.
Uzaga gitmeyelim. Tuy diken olay daha birkac aylik. Basketbol dalinda olandan bahsediyorum. Olayin vebalini zavalli iki basketciye cektirtiyorlar utanip sikilmadan. Olayin adi Cemal Nalga olayi kondu ve bu adla asagilikca aniliyor ki adamin bu sahtekarlikta yapacagi fazla birsey yoktu. Ekmek parasi diye baska forma adi altinda oynamasi yuzunden ceza alacaklar icinde adi basta degil son da olmali idi. Klubun yonetimile sorumlulari hatta o dalin basindaki yoneticiler bile hala secilip secilememe derdindeler bu asagilik isten sonra. Hangi gorev ahlakindan hangi kulturden ve hangi muhtesem dunya gorsunden bahsediyorsunuz. Soyleyin de ben de ogreneyim. Kimsenin kili bile kipirdamadi yuzu bile kizarmadi bu olaydan dolayi o bunyede. Ha anladim kol kirilir yen icinde kalir muhtesem dunya gorus belki de bu. Disari belli etmiyorlar. Ama ne olacak yahu ozel macti diye sahtekarligi aklamaya calisanlari da gorduk bu bunyede. Bu yuzden yok ama bizim klubun yonetim konusunda farki var bu klube karsi yapilanlar kiskanclik urunu diyene de benden de koca bir hodri meydan. GS klubu yonetimi FB ve BJK yonetiminden su su konularda farklidir desin diyebiliyorsa. Bizde onlarin yaptiklari su su isler asla yapilamaz, yapanlari bunye dislar diyebilecek kim varsa ciksin iste ortaya. Tam sirasi. Onlardan basarili oldugumuz konular gerek futbolda gerek basket ya da voleybolda sunlardir demelerini bekliyorum. Adini koyalim havaya konusmayalim.
Klup dunyadaki prosyonel klupler gibi yonetilmeyip artik sirketlesme fikrini tum islevi ile kabul etmedikce bu sekilde taraftar aidati ve o aidati bile vermeyenleri lise mezunu diye deftere uye yaparak kongre adi altinda komediye devam edildigi surece digerlerinden bir farki olmayacagini da adim gibi biliyorum. Hala bu calismayan ve calistrilmasi mumkun olmayan kongre uyesi adi altinda toplananlarin verdigi oylarla secilenlerin bir fark yaratacagini sananlar daha uzun sure bu uykudan uyanmayacaklar. Iste bastakilerin borc konusundaki cozumleri. Alinin kulahini veliye giydirerek zaman kazanip borcu her sene korkunc bir hizla artirmaktalar. Yok su sihirbazdi bu hokkabazdi diye aptal kandirmaktalar.
Ikiye bir GS egitim kurumunu isin icine katip "kendini iyi hissetme" dedikleri sekilde digerlerini asagilamak kolay. GS futbol klubunun UEFA kupasini alisinin nelere mal oldugu da ortada. GS klubunun yetistirdigi sporcular da ortada. Bugunku gidis de ortada. Ne farki varmis Fb'den ve BJK yonetim biciminden ve bu bicimin getirdigi basarilardan soylerseniz ben de ogrenirim. Bugunu konusulim GS egitim kurumlari ve vakfini islev gordugu alan spor klubu degil. Klubun Ali Sami Yen beyin amator ruhu ile kuruldugu gunlerden bugune futbol artik sirketlerin boy olcustugu bir profesyonel alan oldu. Egitim kurumunun bugunku futbol klubune verecegi seyler yok denecek kadar azaldi. GS klubunde GS egitim kurumlardindan yetisip profesyonel olarak sporu kendine meslek edinen kac kisi sayabiliyorsunuz bugun, burun bir listesini gorelim. Hadi onu biraktim. GS egitim kurumundan yetisip profeyonel calistirci olmus kac kis var bu klupte. En son Turgay Seren var lisede okurken futbol oynayan. O da ayaklarini salliyor. Hadi onu da biraktim GS egitim kurumunun "yahu ortada koskaca spor klubumuz var artik profesyonel sporcu ve calistirici yetistirmemiz lazim tasima su ile degirmen donmuyor" dedikleri ve gencleri korpe yaslarda alip kendi spor dallarinda spor bilimi ile tanistirip spor okulu ve universite dali var mi ovenebilinecek? Bana bunlardan haber verin. Eger bu dediklerim yoksa nerede bu 80'liklerin muhtesem dunya gorusu? Neyi tartisiyorlar ne konusyorlar GS lisenin bahcesinde? Onun icin kimsenin hatirina degmek istemiyorum fazla.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
-
- Posts: 785
- Joined: Thu Jun 14, 2007 10:47 pm
Re: 2010 Model Galatasaray
Bugünkü maç üzerine yapılan analizler de genellikle maç analizi olmanın ötesine geçemeyecek. Ve sorunun derininde hangi sebeplerin yattığına ışık tutmak unutulacak. Galatasaray'ın son yıllarda hep yaptığı şey bu.
Takımın karakteri haline gelmiş birtakım şeyler var ve bizler camia olarak bunları çözmekte zorlanıyoruz.
On senedir Fenerbahçe'yi Kadıköy'de yenememişiz. Hadi orayı geçtim, Sami Yen'deki maçların bile yarısını kazanabilmişiz.
İnönü deplasmanında da galibiyetimiz son 10 senede bir tane. Hasan Kabze'nin son dakika golüyle.
Anadolu'nun zorlu deplasmanlarında de esamemiz okunmuyor.
Eskişehir, Kayseri, Trabzon başta olmak üzere takımımızın süştüğü haller ortada.
Kağıt üstünde çok büyük takımlar kurduğumuzu zannediyoruz ama oyun karakteri bakımından son 10 yılda 10 adımlık mesafe kaydedememişiz.
Son 10 yılı şöyle bir düşünüyorum...
2000 yılının Galatasaray'ında, Fatih Terim'in "Türk ekolü" diye bahsettiği bir futbolun ayak izleri vardı. Savaşan, koşan, ısıran, iştahlı Galatasaray'ı izliyorduk sahada.
Teknik direktör bu futbolu oynatmaya karar vermişti. Oyuncular da bu doğrultuda seçiliyordu haliyle.
Bir de şimdiye bakalım... Önce Mustafa Sarp ve Gökhan Zan alınıyor, ardından Rijkaard... Adamcağız futbola başlayalı beri Mustafa ve Gökhan gibi iki zulüm görmemiştir herhalde.
Bunun yanına Barış'ı, Sabri'yi, Servet'i filan da katın.
Oyun zekası ve vizyonu sıfırlar düzeyinde oyuncuları kadroya doldurdukça doldurmuşuz.
Biz bu kadroyu Rijkaard'ın eline tutuşturuyoruz. Ve ona emir veriyoruz:
- Bayım, bu kalaslardan bir oturma odası takımı yontun...
Hiçbir marangozun -ne kadar usta olursa olsun- bunu yapmaya gücü yetmez.
Fakat işin kötü tarafı şu ki, oyunculara ve takım sistemine dair çok basit öğretmenlik ve açıkları kapatma işlerini bile halledemeyecek kadar vurdumduymaz bir performans çiziyor Rijkaard ile ekibi.
Bir hoca, kalaslardan kurulu bir orta sahayı adam edemeyebilir. Bunu anlarım. Ama duran topları Caner'in kullandığı, bir tek düzgün korner organizasyonu yapamayan, Keita'nın takım oyununa disiplinsizce ihanetleriyle dolu bir takım olabilir mi?
Hocamız bunları dahi düzeltemeyecekse o zaman ne işe yarar?
Muhtemelen seneye yine transfere onca para harcanacak. Birkaç parlak yabancı ve birkaç yerli kalas. Kalaslardan ilkini, Kayserili Ali Turan'ı transfer ederek garantilediler bile.
2000 yılında Terim'in ayrılmasından sonra Galatasaray'ın "Türk ekolü" hayalleri paramparça oldu.
Benim üzüldüğüm nokta bu.
Galatasaray, rakip tribünlerin aleyhte tezahüratına ve rakip futbolcuların vücut vücuda sert oyununa direnemeyen bir leydiler takımı oldu çıktı. Herkes dilediği gibi at oynatır ve bizler izleyici olarak "Vardır bu işte bir keramet" deriz.
Ama aslında yok bu işte bir keramet.
İlaveten: Amma iyimser konuşmuşum birkaç ay önce. Kendi kafama da tüküreyim. Neyse, yanlışın farkına varabilmek de bir tesellidir benim için.
Takımın karakteri haline gelmiş birtakım şeyler var ve bizler camia olarak bunları çözmekte zorlanıyoruz.
On senedir Fenerbahçe'yi Kadıköy'de yenememişiz. Hadi orayı geçtim, Sami Yen'deki maçların bile yarısını kazanabilmişiz.
İnönü deplasmanında da galibiyetimiz son 10 senede bir tane. Hasan Kabze'nin son dakika golüyle.
Anadolu'nun zorlu deplasmanlarında de esamemiz okunmuyor.
Eskişehir, Kayseri, Trabzon başta olmak üzere takımımızın süştüğü haller ortada.
Kağıt üstünde çok büyük takımlar kurduğumuzu zannediyoruz ama oyun karakteri bakımından son 10 yılda 10 adımlık mesafe kaydedememişiz.
Son 10 yılı şöyle bir düşünüyorum...
2000 yılının Galatasaray'ında, Fatih Terim'in "Türk ekolü" diye bahsettiği bir futbolun ayak izleri vardı. Savaşan, koşan, ısıran, iştahlı Galatasaray'ı izliyorduk sahada.
Teknik direktör bu futbolu oynatmaya karar vermişti. Oyuncular da bu doğrultuda seçiliyordu haliyle.
Bir de şimdiye bakalım... Önce Mustafa Sarp ve Gökhan Zan alınıyor, ardından Rijkaard... Adamcağız futbola başlayalı beri Mustafa ve Gökhan gibi iki zulüm görmemiştir herhalde.
Bunun yanına Barış'ı, Sabri'yi, Servet'i filan da katın.
Oyun zekası ve vizyonu sıfırlar düzeyinde oyuncuları kadroya doldurdukça doldurmuşuz.
Biz bu kadroyu Rijkaard'ın eline tutuşturuyoruz. Ve ona emir veriyoruz:
- Bayım, bu kalaslardan bir oturma odası takımı yontun...
Hiçbir marangozun -ne kadar usta olursa olsun- bunu yapmaya gücü yetmez.
Fakat işin kötü tarafı şu ki, oyunculara ve takım sistemine dair çok basit öğretmenlik ve açıkları kapatma işlerini bile halledemeyecek kadar vurdumduymaz bir performans çiziyor Rijkaard ile ekibi.
Bir hoca, kalaslardan kurulu bir orta sahayı adam edemeyebilir. Bunu anlarım. Ama duran topları Caner'in kullandığı, bir tek düzgün korner organizasyonu yapamayan, Keita'nın takım oyununa disiplinsizce ihanetleriyle dolu bir takım olabilir mi?
Hocamız bunları dahi düzeltemeyecekse o zaman ne işe yarar?
Muhtemelen seneye yine transfere onca para harcanacak. Birkaç parlak yabancı ve birkaç yerli kalas. Kalaslardan ilkini, Kayserili Ali Turan'ı transfer ederek garantilediler bile.
2000 yılında Terim'in ayrılmasından sonra Galatasaray'ın "Türk ekolü" hayalleri paramparça oldu.
Benim üzüldüğüm nokta bu.
Galatasaray, rakip tribünlerin aleyhte tezahüratına ve rakip futbolcuların vücut vücuda sert oyununa direnemeyen bir leydiler takımı oldu çıktı. Herkes dilediği gibi at oynatır ve bizler izleyici olarak "Vardır bu işte bir keramet" deriz.
Ama aslında yok bu işte bir keramet.
İlaveten: Amma iyimser konuşmuşum birkaç ay önce. Kendi kafama da tüküreyim. Neyse, yanlışın farkına varabilmek de bir tesellidir benim için.
AYRILMAZ İKİLİ
Re: 2010 Model Galatasaray
Bu sezon benim için bitmiştir.Bu saatten sonra şampiyon olunsa da pek sevinemeyeceğim.Herşey kendi elimizdeyken ,hiçbir önemli maçı alamadık ve durum ortada.
Antalya ve Kasımpaşa gibi geriye düşüp,sonra çevirip kendi elimizle,zorla önemli hale getirdiğimiz maçları saymazsak;
Sezonun ilk yarısının sonunda ve ikinci yarı başlarında defalarca liderliği ele geçirme şansı doğdu, beceremedik.En yakın rakip yenilince hemen biz de yenildik,berabere kaldık...
Avrupa kupası, Türkiye kupası maçlarında kritik virajları alamadık.
Total futbolu geç, normal pas futbolunu beceremedik 9 AYDA !
Kaç sezondur takım kurmayı engelleyen sakatlıklar tekrar tekrar hortladı.
Takımda disiplinsizlik,vurdumduymazlık had safhada. Arda Bey kendi kafasına göre oyuna giriyor,sakat falan,karışan yok.Büyük kaptanın kendi insiyatifine kalmış "profesyonel" futbol takımının alacağı sonuç."çok istediği" için sakat sakat oyuna giriyor,koşamıyor,mücadele edemiyor, Rijkaard seyrediyor.
Kewell kadroda tutuldu,martta sahadayım dedi, Nisanın ilk haftasındayız hala yok, bugün de oynamayacak kaldı geriye 6 hafta.Bu saatten sonra bakalım kaç maç oynayıp nasıl bir katkı yapacak merak ediyorum.
Jo alemlerde akıyor, fb yenilgisi sonrası evde karnaval yapıp polislik oluyor.
Elano'nun aklı fikri milli takımda,sanki oradan alıyor 3M Euro yıllık...
Son haftalar takım gaza gelir diye düşünüyordum...
Yayın ihalesinden gelecek para,Şampiyonlar ligi,Aslantepe gibi olaylar bizi beklerken, karaktersiz,isteksiz,elindekinin kıymetini bilmeyen 21-23 yaş civarı ukala veletleri takım diye sahada saçmalarken izlemek hakikaten ızdırap verici bir durum.
Bu maçtada puan kaybı olsun, kapattıracam ligtv'yi, daha yeni açtırmıştım, izlemeye değcek bir numara yok.Tam guguş bu oynadıkları, futbol falan değil.
Antalya ve Kasımpaşa gibi geriye düşüp,sonra çevirip kendi elimizle,zorla önemli hale getirdiğimiz maçları saymazsak;
Sezonun ilk yarısının sonunda ve ikinci yarı başlarında defalarca liderliği ele geçirme şansı doğdu, beceremedik.En yakın rakip yenilince hemen biz de yenildik,berabere kaldık...
Avrupa kupası, Türkiye kupası maçlarında kritik virajları alamadık.
Total futbolu geç, normal pas futbolunu beceremedik 9 AYDA !
Kaç sezondur takım kurmayı engelleyen sakatlıklar tekrar tekrar hortladı.
Takımda disiplinsizlik,vurdumduymazlık had safhada. Arda Bey kendi kafasına göre oyuna giriyor,sakat falan,karışan yok.Büyük kaptanın kendi insiyatifine kalmış "profesyonel" futbol takımının alacağı sonuç."çok istediği" için sakat sakat oyuna giriyor,koşamıyor,mücadele edemiyor, Rijkaard seyrediyor.
Kewell kadroda tutuldu,martta sahadayım dedi, Nisanın ilk haftasındayız hala yok, bugün de oynamayacak kaldı geriye 6 hafta.Bu saatten sonra bakalım kaç maç oynayıp nasıl bir katkı yapacak merak ediyorum.
Jo alemlerde akıyor, fb yenilgisi sonrası evde karnaval yapıp polislik oluyor.
Elano'nun aklı fikri milli takımda,sanki oradan alıyor 3M Euro yıllık...
Son haftalar takım gaza gelir diye düşünüyordum...
Yayın ihalesinden gelecek para,Şampiyonlar ligi,Aslantepe gibi olaylar bizi beklerken, karaktersiz,isteksiz,elindekinin kıymetini bilmeyen 21-23 yaş civarı ukala veletleri takım diye sahada saçmalarken izlemek hakikaten ızdırap verici bir durum.
Bu maçtada puan kaybı olsun, kapattıracam ligtv'yi, daha yeni açtırmıştım, izlemeye değcek bir numara yok.Tam guguş bu oynadıkları, futbol falan değil.