Kerem Gulec wrote:Metin Kuruçay wrote:Maçtan kendimce çıkardığım notlar.
1) İki önliberomuzdan biri olan Mehmet Topal ligdekinin aksine bu sefer ayağında fazla top tutmadı ve tek pas oynadı. Olumlu!
2) Diğer önliberomuz Ayhan Akman eski alışkanlığına devam ederek takımın hızını kesti, ayrıca çok pas hatası yaptı.
3) Lincoln son derece güçsüzdü.
4) Nonda ikincil forvet tipi olduğundan sürekli ilk forveti aradı, Ümit Karan girdiğinde ise etkili top alamadı ve bana oldukça yorgun gözüktü.
5) Harry Kewell sağ kanatta tek top yaparak oynadı ve takımı oynattı ama onun gerçek yeri sol kanat.
6) Arda sağ kanatta etkili değildi. Bence artık Arda Lincoln' ün yerinde "oyun kurucu" olarak düşünülmeli.
7) Topa sahip olmada oldukça üstündük. Bu 4-2-3-1 sisteminde çok önemli. Rakip sahada bu üstünlüğe sahip olmak önemli. %61-%39 Ayrıca Steaua' dan çok daha fazla pas yaptık.
Bütün bunlar neden önemli? Çünkü artık kabuk değiştiriyoruz. Evet sancıları ağır. Belki CL'nde mücadele şansımızı bu sene yitirdik, ancak bazı şeyleri kazanmaya başladık.
Geçen sene presli oyun yapımız 4-1-3-2 Leverkusen maçında çökmüştü. Sebebi de rakibin son derece hızlı oynaması sonucu presimizin etkisizleşmesiydi. Oysa aynı presli futbol yine çok pas yapan ancak bunu çok ağır yapan Fenerbahçe' ye karşı etkin olmuştu. Biz bu sayede TSL' de şampiyon olurken Avrupa' da kaybetmiştik.
Bu sene ise artık Arsenal, ManU, Liverpool gibi takımların sistemini oturtmaya çalışıyoruz. Bu sistemi oturtmak kolay değil. Öyle hazırlık kamplarıyla, yeni futbolcular ile oturtmak kolay değil. Bu iş zaman işi.
Eski futbol yapımıza uygun olan bazı futbolcularımızın yeni sistemde başarısız olmaları, onların iyi yönetilmediklerini göstermiyor, aksine yeni sisteme uyum zorluğu çekmelerinden meydana geliyor.
Milli Takımda Fatih Terim pivot santroforları kadroya dahil etmediğinde hepimiz şaşırmıştık. Ancak orada da yeni bir yapılanma ortaya çıkmıştı ve eski sistemle başarılı olunamayacağı ortadaydı. Sonucunda başarı geldi. O zaman da Mehmet Topal gibi tek önliberolu ve pres yapan sistemde oynayan oyuncumuz çift önliberolu sistemde Aurelio' nun yanında pekte başarılı olamamıştı.
Benim dışa vurmadığım ve kendime sakladığım en büyük korkum, CL' ne kalıp daha bu sistemi oturtamadan kalburüstü takımlar(Liverpool, Real Madrid, Barcelona) karşısında çok kötü sonuçlar alıp bu sistemi terketmek ve onun yerine eski sistemle başarı aramamızdı. Biraz da kendimi Kadıköy Finali için hazırladım kısacası. O da kolay değil aslında. Ama bu sistemin oturabilmesi için bence takımın CL' den önce bir UEFA görmesi gerekiyor.
Takım yeni yapılanıyor. Geçen sene ilk adımda TSL Şampiyonu olduk ve çekirdek oluşturduk. Şimdi o çekirdeğin üstüne filizler ektik. Sistemi değiştirdik. Artık bunun sağlıklı büyümesi gerekiyor. Bunun için sabır diyorum. Biliyorum ki herkesin bugün canı sıkkın. Ama bir takım durup dururken CL kupası alamıyor. Mutlaka bunun bir altyapısının hazırlanması gerekiyor. UEFA Kupasının altyapısını hatırlayalım.
Şimdi bize düşen, mümkün olduğunca sakin olup ısrarla yeni sistemimize sahip çıkmak. Umarım bunu yapabiliriz.
Metin Bey herhalde bu yazinizi Adnan Sezgin gorse noktasina virgulune dokunmadan onaylarlardi. Ben de sizin gibi UEFA kupasindan oldukca umutluyum. Fakat sirf Liverpool, Barcelona, Real Madrid gibi takimlara farkli yenilmekten korkup da UEFA kupasina niyetlenmek cok enteresan. Hatta bu takimlara farkli yenilir, mazallah sistemi falan degistiririz yorumu tam bir extrapolasyon. Katilan takimlara bakarsaniz, Anorthosis, Bate Borisov, Basel, Aalborg herneyse daha bir suru siradan takim da var sampiyonlar liginde. Dun Wisla Krakow Barcelona’yi yendi, bugun Liverpool zar zor uzatmada yenerek eledi Standard Liege’i. Fenerbahce sampiyonlar liginde ceyrek final oynayacak, “presli futboluyla Fenerbahceyi surklase eden” Galatasaray’in pismesi lazim o yuzden UEFA daha bile iyi oldu! Iyimserliginize hayran olmamak mumkun degil.
Su Arsenal, Liverpool, Man Utd. gibi takimlarin sistemini oturtmaya falan calisiyorsak da bence kisa yoldan vazgecelim. Sonucta bu takimlarla ayni sistemde oynayip bu takimlari yenmek imkansiz. Nedeni de cok acik sanirim. Amac fark yememekse onu bilemem.
Ben ayrica bizim yoneticilerin sistemle falan da ugrastiklarini da zannetmem. Bir hafta icinde Zigic’e, Morientes’e transfer teklif ediliyor ondan sonra Baros aliniyor. Zigic ve Baros dunyanin en alakasiz iki oyuncusu. Bence elde ne varsa onu aldilar. Uc tane solbeki olan takimin sagbeki yok. Pek zannetmem olaya sistematik yaklastiklarini. Umarim oyledir ve siz haklisinizdir.
Neyse umarim tekrar lig sampiyonlugunu alir UEFAda da gidebildigimiz kadar gideriz de en azindan gelecek yillar icin yatirim olur. Kacan sampiyonlar liginin acisi ayri.
Yok sanırım yanlış anlattım. Ben bu bahsettiğiniz kalburüstü takımlara farklı yenilmekten değil, o takımlara muhtemelen kaybedeceğimiz maçlar sonrası eski kaos futboluna geri döneceğimizden dolayı ürkmüştüm.
Artık o sistem ile başarılı olabilmemiz mümkün değil. İki şeyi birbirinden ayırmamız lazım. Birinci tür başarısızlık, dün akşam ki gibi yepyeni bir sistemi uygularken karşılaşacağımız bir tür, ikincisi ise geçen seneki gibi Leverkusen maçında karşılaşacağımız türden bir başarısızlık.
Eğer ikinci türden bir başarısızlık elde etseydik buna üzülmemiz gerekirdi. Varsayalım ki kaos futbolu ile bu turu geçtik. Ne olacaktı CL' de? Grupta 4. olup elenecektik. Ne değişecekti? Peki bundan eminmiyim. Evet eminim. Çünkü Avrupa futbolunda kaos futbolu artık kalktı. Topu hızlı ve ayağa doğru oynayan takımlar karşısında pres yaparak, oynatmayarak başarılı olmak imkansız. Geçen sene bu ağır bedeli ödedik ve bizim için ders oldu.
Bu sene biz de onlar gibi oynamak için hamleler yaptık. Siz 1.5 aylık hazırlık kampıyla acaba hangi yönetimin veya hangi teknik direktörün bu sistemi yerleştirebilceğini düşündünüz? Bu kadar kolay mı?
Bakın biz kaos futbolunu nerdeyse 96' dan beri oynuyoruz. Eski alışkanlıkları, pivot santrfora şişirmelerle orta saha presi ile kapılan 2. toplarla oyun kurma anlayışını 1.5 ayda terkedebilir miyiz? Sizce bu rasyonel mi?
Benim görüşüm UEFA Kupasında bu sistem üzerinde ısrar edilmesi gerekliliğidir. UEFA Kupasında nispeten daha güçsüz takımlar karşısında kendi sistemimizi oturtmak büyük şans olacaktır.
Ülkemizin insanlarının mantalitesinde olan bir gün de kral veya bir günde rezil olma kültürünün de bu süreç içinde kaybolacağına inancım tam. En azından bunu minayatür ortamda Galatasaray için düşünmek istiyorum. Türkiye' de, sporda zihniyet devrimlerini ilk Galatasaray yapmıştır. Ben aynı prensiplerle devam edeceğimizi düşünüyorum.
CL' ne katılan Bate Borisov gibi takımlar acaba ManU gibi mi olmak istiyorlar yoksa onların derdi ordan gelecek 5-10 milyon€' mu? Var mı onların öyle hedefleri? O yüzden karşılaştırma doğru değil.
Arsenal, Liverpool, Man Utd. gibi takımlarla aynı sistemde oynamak, onlara kafa tutmak içindir. Onları kendimizden daima bir kademe üstte tutarak neyi hedeflememiz gerektiğini sizden öğrenebilir miyim? Bırakalım artık şu küçük düşünmeyi ve günlük olarak yaşamayı. Biraz hedef büyütelim.
Kişisel olarak naçizane benim Galatasaray olarak belirlediğim hedef CL Kupası falan değil. Benim hedefim Galatasaray' ın ManU seviyesinde olabilmesi. Ama her açıdan.
Bizim tarihimizle, kültürümüzle kurumsallaşma yanyana geldiğinde ortaya çıkabilecek sinerjiyi kontrol etmek gerçekten zor olacaktır. Ancak daha yeni kurumsallaşırken, bu konuda önemli hamleler yaparken, birden bire günlük bir başarısızlığı büyük büyük laflar ederek, birilerinin sırtına yüklemek ve bundan sonra da başarıya endeksli bir yapı oluşturmak bizi ancak Fenerbahçelileştirir. İşte kabus budur.
Ben sakin olma ve serinkanlı davranma taraftarıyım.
Takıma dönersek, sağ bek konusunda ben de bu forumda yazılar yazdım. Ben de sağ bek alınması taraftarıyım elbet. Hatta bunun klasik full back tabir edilen bir sağ bek değil wing back diye tabir edilen hücumcu bek olması gerektiğini de söyledim. Bunu eleştirmek elbette hakkımız.
Ancak teknik direktörden girip, başkandan çıkmak, kulübün iç yapısını ve işleyişini bilmeden ve elde veri olmadan sürekli olarak yermek yerine biraz daha pozitif olup fotoğrafın bütününe bakalım derim.