Forum Galatasaray Spor Kulubu ve Turk sporu hakkinda ayrintili haberler, yorum ve analizler, ogretici arastirmalar ve diger onemli spor olaylari hakkinda bilgi akisini saglamak, yazilanlari saglikli bir yapi cercevesinde dunyadaki butun Galatasarayli arkadaslar ve diger sporseverler ile paylasmak amaciyla kurulmustur.
Burak Ayyildiz wrote:
Elbette! Rijkaard'in da İngilizcesi cok üst düzey degil. Cocugun bir kac hatasini ben de yakaladim ama durum abartildigi gibi degil. Bu ülke ne Bosnak tercümanlar görmüstür 70 li 80 li yillarda Bu cocuk onlarin yaninda BBC spikeri gibi. Hem Rijkaar bu cocugu seviyor, sahiplendigi her halinden belli, kim ne derse desin birakmaya da hic niyeti yok. Belki de bilerek yapiyor bunu, medya ile iletisimi asgari düzeyde tutuyor. Bu kadarinin ona yettigini düsünüyordur.
Tabii ki herkes ister kendini en düzgün sekilde ifade etmeyi ama bu adam ne diplomat ne de edebiyatci. Basin toplantilarinda, ropörtajlarda söylenen seyler üc asagi bes yukari birbirine benzer klise ifadeler. Futbolculari onu dogru durust anlasın yeter. Belki de takim icinde bir Flamenkce tercüman vardir bizlerin bilmedigi.
Meselede buya futbolcuların doğru anladığından şüpheliyiz
Başka bir tercüman olma ihtimalinide sıfıra yakın görüyorum. Maçlarda başka bir tercüman görmüyoruz. Heralde antremanlarda da saklanmıyordur bu adam. Varsa böyle biri antremanları takip edenler farkederdi.
İnşallah futbolcular Rijkard'ı anlıyordur ve biz biz sıradan bir TD'ye sahip olmakla Rijkard'ın yönettiği bir takımın farkını görebiliriz. Aksi takdirde bu tercüman olayı birilerinin başını yakacaktır...
Bu tercuman'in pratik ingilizceyi bilmedigi ortada. Dun yine bir soylesi de "FB macindan sonra kendine yine B plani soran bir gazeteciye sinirlendi" lafini Frank'e "When you were asked about the Plan B again, you've got nervous" dediginde Frank "I was not nervous at all" dedi. Evet kelime kelime cevirmeye kalkarak sinir kelimesi kullandi diye nerve'e gitti. Halbuki Ingilizcede nervous kelimesinin karsiligi Turkce de tedirgin ya da huzursuz olma. Bu tur yanlislarla cevririyorsa Ingilizceyi GS bugunku halinin sorumlusu da tercumandir. Gulucuk koyayim mi buraya.
Su asagidaki alis veris tamamen duzmece. Icinde soyledikleri de var. Ama adama yanlis tercume etti soruyu. Ve sorunun icinde sinirlenme sozcugu ve B plani lafi var. Tepki degil. Onun icin bu basin toplantilarinda okuduklariniza dikkat edin. Cevrimler de hata dolu.
Basın mensubunun sorusuna hocamızın biraz sert tepkisi olmuş. Neler söyleyecek konu hakkında?
O sorudan sonra çok fazla gerildiğimi söyleyemem. Biraz garip bir soruydu. Çünkü maça başlıyorsunuz. 2 dakika sonra çok önemli bir oyuncunuzu, forvetinizi kaybediyorsunuz. Ondan sonra ilerleyen dakikalarda 10 kişi kalıyorsunuz. Sonra taktik veya plan sıralayabiliriz a, b, c, d diye. Ama a planımız göze hoş gelen futbol oynayıp, kazanmaktı. Bunu yapamadık o yüzden biraz garip geldi bana o soru.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Bu Mert Cetin hangisi bilmiyorum. GS'da iki tercuman var. Biri iyi frnasizca ve Latin dillerini biliyor. daha yasli. Ingilizcesi de var. Bir tanede bizdik var. Mert cetin bu mu bilmiyorum? Bugun yine GSTV'de Frank ile oyun yorumlandi. frank'in cevaplarini kicindan uyduruyordu. negatif seyleri genellikle soylememeye calisiyor herhalde. Ama bu dogru degil. Yani Frank'in sozleri carpitiliyor bu herif tarafindan. Hem de basit sekilde. Bazilarinda keleminin ya da deyimin Ingilce anlamini dogru durust bilmiyor. Digerlerinde Frank'in yerine kendi demec veriyor. Bu boyle biline. Her seyde oldugu gibi bu iste lacka.
Bir ornek veriyim de havada kalmasin. frank'e sorulan soru su. Basinda keita'yi neden gec aldigina, Hakan Balta'yi hasta oynatmak yerine neden Caner'i oynatmadigina, ve Lindorth'u neden oyuna aldigina dair elestriler vardi. Neler soyleyecek bu konuda" idi. Adam once Keita'yi cevirdi. Frank sinirlenir gibi oldu. "Puan kaybettiginizde her zaman kiritik edilecek bir sey olur" diyerek basladi. Ceviri ise "Kritisizim normaldir" oldu. Zaten gerisine takilinmadi sorunun. Bunun gibi bir suru ufak sayilacak ama adamin soyledigi yerine agzina laf konulan seyler var. Bu isi adam gibi yapacak biri lazim. Gerci bu herifi seviyormus Frank ama haberi yok demeci lafi secerek o veriyor kendi degil.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Cengiz Akgun wrote:Bu Mert Cetin hangisi bilmiyorum. GS'da iki tercuman var. Biri iyi frnasizca ve Latin dillerini biliyor. daha yasli. Ingilizcesi de var. Bir tanede bizdik var. Mert cetin bu mu bilmiyorum? .
Evet Mert Cetin o "BIZDIK" dediginiz kisi.. Diger tercuman ise Yako Bey.
Mert Cetin konusunda iki tane yazi yazdim, ikisi de blog arsivinde var, sonra kulupten kisilerle konustugumuzda Mert'in esas tercumanliginin Ispanyolca oldugunu soylediler. Ingilizce yardimci lisani imis. Rijkaard Ingilizce konusmayi tercih ettigi icin tercumeler (ve tercume uydurmalari) bu dilde oluyor.
Bu arada Rijkaard'in da Ingilizcesi cok iyi degil, Neeskens'in cok daha iyi mesela.. Neden kendi ana dillerini konusmuyorlar bir turlu anlamiyorum.. Takim icinde Ingilizce bilen bir cok kisi oldugundan futbolcularla direkt temas kurmak icin olabilir diye dusunuyorum..
Kabak bu cocugun basina patlamak uzere. Kazik kadar at hirsizi ve at kuyruklu dururken (ki onlar bu adami Ingilizce biliyor diye klube aldilar). AP neredeydi? Guya o da Ingilizce biliyor Brooklyn'deki Long Island universitesinde ekonomi ve isletme okudu. Jorney'I tatil nucadeleyi struggle diye ceviren bu cocugun antremanda ne cevizler kirdigini ve maca girerken verilen son taktikleri nasil cevirdigini gorememisse bu heriflerden GS baskani olarak uzun vadede beklentiniz ne olabilir? Bunlar transfer konusunda ne yapabilirler diye hic dusundunuz mu bir tercuman isini denizi gecip cibildekte bogulma ornegi vererek hal ettiklerini gordugunuzde?
Orada burada bu adami Cavcav'in GS kakaladigi yaziyor ki insanin inanasi gelmiyor.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Cengiz Akgun wrote:Orada burada bu adami Cavcav'in GS kakaladigi yaziyor ki insanin inanasi gelmiyor.
Turkiye'de duzgun bir liseden mezun (anadolu lisesi falan demiyorum) arti Ingilizce kaynaklari duzenli takip eden (Ingilizce kanal + dergi) herkes bir aylik tecrube sonunda bu cocuk kadar tercumanlik yapabilir.
Cocuk Ingilizce tercumanlik egitimi almamis belli. Alsa Ingilizcesi cok daha iyi olurdu. Spor ve futbol terimlerini hic bilmiyor. Cevirilerini ilk duydugumda turist rehberini alip getirmisler diye dusunmustum.
Taktik konusmalarin yanlis cevirmesinin otesinde kisisel sohbetlerin de yanlis cevrilmesi Rijkaard ile oyuncular arasinda yanlis anlamalara ve ciddi gerginliklere yol acabilir.
Cengiz Akgun wrote:Orada burada bu adami Cavcav'in GS kakaladigi yaziyor ki insanin inanasi gelmiyor.
....
Taktik konusmalarin yanlis cevirmesinin otesinde kisisel sohbetlerin de yanlis cevrilmesi Rijkaard ile oyuncular arasinda yanlis anlamalara ve ciddi gerginliklere yol acabilir.
Acabilir degil aciyor. Ama kabahat onda degil. Ispanyolcasi ile Portekizcesini bilemem ama bugun Turkiyede bilinen en yayagin yabanci dil Ingilizcedir diye tahmin ediyorum. Almanca'nin yayginligi da belki Ingilizce kadar olabilir. Bu durumda tercumanin Ingilicesini kontrol edecek bir sinav yapamiyorsa GS klubu bu orada idareci yoneticiyim diye boy gosteren develerin kabahatidir.
Bir de sunu soyleyeyim. Tercuman cumleyi kelime kelime cevirmemelidir. Cunku dillerin kaliplari ve dillerin deyimleri ayni olamaz. O yuzden tercuman en azindan o dilin konusuldugu ulkenin yasam tarzini kulturunu ve deyimlerini bilmem zorundadir. "Korler sagirlar birbirlerini agirlar" deyimini Ingilizceye kelime kelime cevirirseniz yuzunuze bakar dururler. "I did not get the promotion; I am passed over" denildiginde "passed over" gecildim filan gibi cevirirseniz yine yuzunuze bakarlar.
Bu yuzden yabanci antrenor ve oyuncu ile anlasilirken konulacak sartlardan biri ondan bir an once Turkceyi ogrenmesini istemek gerekmektedir. Milyonlarca Avro alan birinin bunu yapamamasi icin aptal olmasi lazim ki zaten sizin isinize yaramaz.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Bu tercüman müsvettesinin, idmanda Rijkaard'ın söylediği "come closer" (yakınlaşın) lafını "kapanın" diye çevirdiğine şahit olanlar var.
Acaba diyorum, Rijkaard skoru korumak için kılı kırk yardığı maçlarda bizim oyunculara, "Çocuklar birbirinize yakın oynayın" diyor da, bu Mert denen oğlan "Kapanın" diye mi çeviriyor?
Benim aklıma başka bir olasılık gelmiyor.
Futbolcular ve Rijkaard bu kadar aptal olamazlar, olabilemezler, olmamalılar çünkü...
Rijkaard takim ile ilgili ".....afraid to play football,..... " sozcuklerinin gectigi guzel bir degerlendirme yapti. Nasil cevrildigini ya okuyun yada dinleyin.
Cevirmen Mert e kimsenin sahsi bir takintisi yok. Sadece Rijkaard a gercekten ayip oluyor.
"Adnan Sezgin'in attığı her imzanın altına ben imzamı atarım. Bu mesleği en iyi bilen adam." ADNAN POLAT
"Biri, vişneye çalan koyuca tatlı bir kırmızı, öteki de, içinde turuncudan iz taşıyan tok bir sarı."
Bu tercuman isi son model spor araba alip, lastigini en adisinden koymaya benziyor. Sonra da lastik patlayip yolda kaliyorsun.
LigRadyo'da duydugum kadariyla Rijkaard bu cocugu cok seviyormus. Bence yonetimden birileri bu cocugu degistirmemek icin bunu bahane olarak ortaya surmus. Herkes isini iyi yapan profesyonel insani sever. Bu cocugun sallama cevirilerinin su ana kadar neye yolactigini bilmiyoruz.
Gercekten sahadaki oynanan futbola, futbolculara, Rijkaard'a bakinca bir salaklik, bir anlasmazlik, birseylerin garip oldugunu goruyoruz. Ingilizce bilen oyuncular takimin kabaca yarisi. Servet, Arda dahil Turklerin cogu Ingilizce bilmiyor. Arda'nin macin taktigini Rijkaard'dan bu cocugun cevirileri ile aldigini hayal edin. Ki resmini de asmistim. Fazla soze gerek yok.
Levent Guntay wrote:
... Servet, Arda dahil Turklerin cogu Ingilizce bilmiyor. Arda'nin macin taktigini Rijkaard'dan bu cocugun cevirileri ile aldigini hayal edin. Ki resmini de asmistim. Fazla soze gerek yok.
Servet'in Almancasi var. Benim bildigim Almanca bilmeyen Hollandali hemen hemen yok gibi. Birbirine yakin diller. Uc dort kere Amsterdam'a gittim. Hilafsiz butun tanistigim Hollandali meslkdaslar Almanca bilip bilmedigimi bana sordular Turk oldugumu ogrenince. Ingilizceleri de cok ama cok iyi idi. Bunlar tahsil terbiye gormus adamlar denecek. O yuzden daha fazla bir genelleme yapmak istemem. Cunku Frank Surinam'li. Almancasi olmayabilir demege dilim varmiyor ama olabilir. Yalniz Neeskens'in Almancayi ana dili gibi bildigine iddiaya girerim. Servet de gubetci cocugu. Pekala Almanca anlasabiliyorlardir. Zaten resmi site site olsa orada oyuncularin bildigi dilleri de yazarlar kunyelerinde. Ama devenin boynu hikayesi hic girmyeyeyim oralara. Mert Tokman'dan duydugumuza gore Ayhan Ingilizce biliyor. Mustafa Sarp ve Hakan balta'da gurbetci cocuklari. Bunlarin da Almancasi var.
Ortada kalan ise bizim koca kafa. Baksana zaten itiraf etti ben 4-4-2'yi bilmiyordum diye. O yuzden sorup ogrenmesine imkan da yok eger bu tercuman cevirecekse.
Cengiz Akgun
"Asrın, yeni bir umdesi var, hak kapanındır
Söz haykıranın, mantık ise şarlatanındır.
Geçmez ele bir paye kavuk sallamayınca
Kürsi-i liyakat pezevenk, puşt olanındır.”
N. Tevfik 1940.
Levent Guntay wrote:Ortada kalan ise bizim koca kafa. Baksana zaten itiraf etti ben 4-4-2'yi bilmiyordum diye. O yuzden sorup ogrenmesine imkan da yok eger bu tercuman cevirecekse.
Arda 4-4-2 sozuyle kendini rezil etti. Soylediklerinin meali "Kafam o kadar kalin ki, gozlemleyerek ogrenme yetenegim sifir" Bugun Ugur Meleke'yi dinledim, 20 yasini gecmis bir oyuncu altyapida ogrendiyse ogrendi, ogrenmediyse de gozleyerek ogrenecek ve hocasinin onune hazir gelecek, hocasi her seyi ogretemez dedi. Bu kadar ust duzey mac yapmis biri, 4-4-2'yi oynadigi maclarda, TV'den seyrettigi maclarda gozleyerek ogrenememis mi? Dunya uzerinde en cok oynanan taktikten bahsediyoruz. 3-1-3-1-1-1 degil ki. Muhendisin integral bilmemesi gibi bir sey. Zaten taktikler cesitli varyasyonlarla oynaniyor, ortak 4-5 tane temel prensibi var her taktigin. Playstation'da menuleri okusa bile bir seyler kapar.
Bakmis ici bombos, Terim milli takimda vura vura kafasina sokmus demek. Hos o da cok taktik bilmez. GS UEFA'yi aldiktan sonraki bir roportajda dinlemistim. Bulent Under anlatmisti galiba. Mac taktigini kararlastirdiktan sonra "Bir de papazlara soralim" diye mutlaka gidip Hagi,Taffarel ve Popescu'nun onayini ve gorusunu alirmis Fatih Terim. Ucunun de Fatih Terim'i kat kat asan mac tecrubesi vardi haliyle. Bu adam bir de Milan'a hoca oldu.